Manşet - YanSağlıkTüm HaberlerYaşam

Koronaya İyi Gelir Diye Ünlenen Yiyecek ve İçecekler

Murat Çokan

Koronavirüse iyi geldiği söylenen yiyecek ve içecekleri sizler için derledik. Koronavirüsle mücadelede en etkili ve bilimsel yöntemi ise yazımızın sonunda bulabilirsiniz.

Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve Covid-19 adı verilen hastalığa yol açan koronavirüs salgını Aralık 2019 itibari ile gündemimize girdi. İlk zamanlar tüm dünyanın, Çin’in Covid-19 ile mücadelesini uzaktan izlediği hastalık çok geçmeden neredeyse bütün ülkelerin ana gündemi oldu. Virüs 2020’nin ilk ayından itibaren hızla Çin’in gündemi olmaktan çıkıp dünyaya yayılmaya başladı. Mart ayının henüz başında Avrupa Koronavirüs’ün merkezi haline gelirken, 11 Mart’ta Dünya Sağlık Örgütü “Pandemi” ilan etti.

Avrupa çok geçmeden teyakkuza geçerken Türkiye’de de önlemlerin alınmaya başlandığı günlerde, ilk vaka açıklandı. Ancak henüz virüsle tanışmadan başlayan akla hayale sığmaz yorumlar giderek artmış daha da kötüsü bilimsel olmayan pek çok yorum, bilim insanı olduğunu bildiğimiz kişilerce yapılıyordu. Televizyon programlarına çıkarılan “Uzmanlar” ise işin tuzu biberi olmuştu.

Açıkçası “Bilim insanlarının”, “Konunun Uzmanlarının” yaptığı akla zarar açıklamaların ardından vatandaşların sarıldığı, whatsapp mesajlarında çılgınca paylaşılan, telefon görüşmelerinde karşı tarafa aktarılan, sosyal medyada takipçilere büyük buluşmuşcasına açıklanan ‘koronavirüse karşı tedbirler’ çok abes gelmedi bize.

Dut pekmezi ilk ünlülerden

Koronavirüs ile mücadelemizde, bilimsel herhangi bir veriye dayanmayan ama virüse karşı iyi olacağı düşünülüp ünlenen yiyeceklerden ilki dut pekmeziydi. Şüphesiz bunun en büyük nedeni Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın bir gazeteciden konu ile ilgili gelen soruyu “Her sabah bir kaşık dut pekmezi yiyorum” diye cevaplaması idi. Cumhurbaşkanı’nın desteğini de alıp ünlenen dut pekmezi o kadar ünlü oldu ki kısa sürede talep iki katına çıktı ve pekmez satışı için ek üretim planları yapıldı.

Dut pekmezinin pek çok faydasının olduğu bilinmekle birlikte koronavirüsle mücadelede etkili olduğuna dair herhangi bir veri bulunmamakta.

Canan Karatay’ın müthiş iksiri sarımsaklı kelle paça!

Bir diğer ünlenen yiyeceğimiz ise sarımsak oldu. Sarımsağın bağışıklığı güçlendirdiği, iyi bir antibiyotik deposu olduğu bilinse de koronavirüse iyi geldiğine dair bir çalışma ortada yok. Tıpkı kelle paça gibi. Fakat ekranlarda ilginç açıklamaları ile sık sık gündemimizi meşgul eden Prof. Dr. Canan Karatay bol sarımsaklı kelle paçayı önerdikten sonra, bilimsel çalışmaya gerek kalmadan sarımsak ikinci ünlenen yiyeceğimiz oldu, bir de kelle paçanın içinde oldu mu gelsin virüs! Tıp biliminde koronavirüsle bağlantısı olmayan sarımsak ekonomi biliminde yerini alarak fiyatını ikiye katladı.

İyi geliyor diye içilen alkol 195 can aldı

Alkolün iyi bir temizleyici olduğunun bilgisine vakıfız elbet ama koronavirüsünü içimizden söküp atar mı bilemiyoruz. Bu bilinmezliğe bir son vermek isteyenler, sarıldı şişelere, bardaklar doldu, boşaldı, koronavirüse kafa tutuldu. Kimisi sadece aylardır koronavirüs ile darlanmaktan kurtulmak için sarılsa da içki şişesine; bazıları bu söylentiyi çok ciddiye aldı. Elbette henüz aşıyı, tedaviyi bulamayan bilim, kanıtlanmamış hiç bir veriyi, deneyi paylaşamazdı. Bilimden umdukları hamleyi bulamayanlar söylentilere başvurdular. İşte şeriatla yönetilen İran’da ki birkaç yüz kişi bu işi alkolle çözmeye çalıştı.

İran’da, “Alkol koronavirüse iyi geliyor” söylentilerinin yayıldığı günlerde, 330 kişi sahte içki nedeni ile hastanelere kaldırıldı, 195 kişi yaşamını yitirdi. Bilim doğrusunu bulamadığında “Yanlışla idare edeyim” demez ama kirli bilgi (bilgisizlik) sizi gerçekten uzaklaştırıp sahte alkolle öldürebilir!

Yeri sil, kapıyı pencereyi sil, aklını bile siler öyle bir mucize; sirke!

Gelelim gönlümüzün ünlüsüne. Sirke. Öyle uzmanların, yöneticilerin filan ağzından duymadık ama annelerimizin, teyzelerimizin, eş dost komşunun, hepsinin “Garanti iyi gelir” diyerek her sohbette önerdikleri mucize koronasavarımız oldu. Gargarasını yap, suya kat yerleri sil, kapıyı pencereyi sil, aklını bile siler yani öyle bir mucize. Zaten yoksullaşmış halkımızın yegane uğraklarından olan marketler zincirinde onu bulamadıysak boşa değildi; tüketmiştik, çağımıza pek uygun bir hızla. Ünlü oluşu onun fiyatını artırmasa da bulunmaz hint kumaşı mertebesine getirmekte çok etkiliydi. Bilim dünyasının ise bu ünlümüzle ilgili bir beyanı bulunmamakta.

Bir Fizyolojstin Corona defteri: Tuzlu su ve genlerimiz

“Türk geni taşıyanlara koronavirüs etki etmez” sözleri ile şaşkın bakışlar içerisinde varlığından haberdar olduğumuz hocaların hocası Doç. Dr. Oytun Erbaş’ın ünlü ettiklerine bakalım. Yenilmez, içilmez ama taşınır bir şey; Türk geni! Taşıyana virüs bulaşmazmış. Genlerimizin aidiyetlerini bilmek bir yana, Türk genin virüsten etkilenmeyeceğini söylemek, insanda bu gene sahip olma hissi yaratsa da, imkansızlara oynamayalım deyip Oytun hocamızın dediği gibi tuzlu suya ağız burun dalıp doğal yöntemlerle kendimizi entübe ediyoruz. Kendisi bilim dünyasından gelmiş olsa da, üzülerek belirtelim ki Erbaş’ın ünlü ettiği genleri ve tuzlu suyun bilimsel bir veriye dayandığını söyleyemiyoruz. Yüz yıllardır katıksız bir gene ve onun koruyuculuğuna sahip olduğunu düşünen yallah Çin’e demeyi nasıl isterdik de Çin set gibi önlemler almış, giremezsiniz. Tuzlu suyu da ille kullanacaksanız bari annelerinizin önerisini alıverin.

Kuzugöbeği Mantarı

Antibiyotik deposu olduğunu bildiğimiz bir başka bitki de Kuzugöbeği mantarı. Gelelim koronavirüse etkisine. Ne yazık ki bu nadide bitkinin de yukarıdaki ünlüler gibi virüs üzerinde etki ettiğine dair bir veri yok. Gelin görün ki, bu onun ünlenmesine ve fiyatını da satışını da ikiye katlamasına engel olmadı. Egeli emekçilerin geçimini biraz kolaylaştırdığı için kendisini selamlıyoruz.

Sumak; sağlıklı ama bir korona aşısı değil

Bu mayhoş baharatımızı kim ünlü etti bilmiyoruz ancak koronadan bağımsız düşününce bir hayli sağlıklı olduğu görülüyor. Koronavirüs ile bağlantısı ise solunum yolundaki enfeksiyonu temizlemesi ve ateş düşürücü özelliğe sahip olması. Bu faydalı baharatımız da “koronavirüste etkili” rüzgarını arkasına alınca uçup gidenlerde. Fiyatı da satışı da aldı başını gitti.

Kırk yıllık hatır buralara düşmemeliydi

Whatsapptan gelen o mesaj! İşte çağımızın en büyük sorunu bu olmalı.

O mesaj varya o mesaj, hastanedeki tanıdıktan, emniyetteki akrabadan, Oxford’daki kuzenden gelen o mesaj, kuşkusuz bilgiyle aramıza en ulaşılmaz mesafeyi koyan mesajdır. İşte son günlerde bu mesaj, “Kahve koronayı tedavi ediyor” diyerek sürüme sokulu. Koronavirüsten daha hızlı yayıldı bu mesaj desek yeridir. Whatsappta “Yeni koronavirüsle ilgili gerçeği açıkladığı için cezalandırılan ve yeni koronavirüsten ölen Dr. Li Wenliang kahve ile tedavi”yi önerdiği şeklinde bir mesaj paylaşıma sokuldu.

Paylaşımda kahvede bulunduğu ileri sürülen metilksantin, theobromine, theophylline gibi kimyasalların virüsleri önlediği, Çin’de birçok hastanın kahveyle tedavi edildiği, hastanelerde personele günde üç kez kahve servisine başlandığı, Çin’in salgını böyle yendiği en yetkili yazım dili ile yazılmış. Bu gönderiye inanmayı seçen çok oldu, kolay ve rahatlatıcıydı çünkü. Yanında bir de belge yollamışlar vay ikna olmayanın haline. Gerçek elbette böyle değildi. İkna olmayanlar araştırıp, bulup hikayenin gerçek olmadığını ortaya koydu çoktan.

Sonuç olarak; bilim bunların hiç birini önermiyor, tedavi yöntemi olarak görmüyor. Kendinizi koronavirüsten koruduğunuz kadar kirli bilgiden de koruyun! Koronavirüsün neden olduğu Covid-19’un tedavisi, aşısı bulunur elbet ama kirli bilgiye tav olmanın tedavisi bir hayli zor görünüyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir