Manşet - YanPolitikaTüm Haberler

Buldan’dan Millet İttifakı’na mesaj: Hiç kimse Kürt halkının oyunu çantada keklik görmesin

Pervin Buldan, Antep’te katıldığı halk buluşmasında açıklamalarda bulundu. Cumhur İttifakı’nı eleştiren Buldan, Millet İttifakı’na da mesaj gönderdi, “Hiç kimse Kürt halkının oyunu çantada keklik görmesin” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HPP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ‘Savunma Kampanyası’ kapsamında Antep’te gerçekleştirilen halk buluşmasında açıklamalarda bulundu. HDP il örgütü önünde gerçekleştirilen buluşmada Buldan’a, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ve milletvekilleri de eşlik etti.

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretini eleştiren ve çözüm sürecine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Pervin Buldan, Millet İttiifakı’na da mesaj verdi. “Bu ülkede kim iktidar olmak istiyorsa, ülkenin en büyük sorunu olan Kürt sorununu çözmek zorundadır. Bu sorun çözülmeden bu ülkeye demokrasi gelmeyecektir” diyen Buldan, “Hiç kimse Kürtlerin, Kürt halkının oylarını cebinde kesin olarak görmesin, çantada keklik olarak görmesin. Kürtler kimseye mecbur değildir, kimseye mahkum değildir. Biz kimseye mecbur değiliz, mahkum da değiliz. Bu ülkede eğer demokrasinin gelişmesini, özgürlüklerin, adaletin, hakkın, hukukun gelişmesini istiyorsanız, o zaman HDP’yi ve Kürtleri esas almak zorundasınız” ifadelerini kullandı8.

“HDP kapısına kilit vurulacak bir parti değil”

Buldan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

Onlar karşımıza siyaseten çıkmıyorlar, gaspla, zulümle, gözaltı ve tutuklamayla çıkıyorlar. İşte burada bu ilde, bu binada çalışma yürüten yüzlerce arkadaşımızı sebepsiz yere gözaltına alıp, tutukladılar. Şu an 55 arkadaşımız haksız bir şekilde cezaevinde yatıyorlar. Onlar zannettiler ki Antep’te bu kapıdan içeriye girenleri gözaltına alıp tutuklarsak, kapıya kilit vurular diye düşünenler, HDP kapısına kilit vurulacak bir parti değil. Bir gider bin geliriz, bu kapıyı kapattırmayız.

“HDP’nin kapanmasına Türkiye halkları ve Kürtler asla ve asla izin vermeyecekler”

HDP’ye kapatma davasının ilk sürecini burada arkadaşlarımızı gözaltına alıp tutuklayarak başlattılar. Onun arkasından diğer illerde, ondan sonra da HDP’ye açılan kapatma davasıyla bu süreci bugüne kadar getirdiler. Onlar HDP kapanırsa, HDP fikriyatı da biter. İnsanlar evlerine çekilir diye düşünüyorlar. HDP milyonlardır. HDP yeldir, bu ülkenin iradesidir. Halkların cesaretidir, umududur. Bu topraklarda filizlenen, yeşeren, kök salan HDP’yi bitireceklerini düşünenler, HDP’yi kapatacaklarını düşünenler, yanılıyorlar. HDP’nin kapanmasına Türkiye halkları ve Kürtler asla ve asla izin vermeyecekler.

“Sizin Kürtlerden oy istemeye ne hakkınız ne de haddiniz var”

Seçimler yaklaşırken, bu ülkeyi yönetenler, özellikle Kürt seçmenin oyuna göz diktiler. Bunu şimdiden başlattılar. İşte bu ülkenin Cumhurbaşkanı, iki gün önce Diyarbakır’a giderek, seçimlerin yaklaştığın, Kürtlerden oy istediğini bir kez daha ilan etti. Her sıkıştıklarında, Karadeniz’e gidip, yalandan gaz çıkaranlar, aynı zamanda her sıkıştıklarında Diyarbakır’a gidip, Kürtlerden oy isteme cesaretini kendilerinde buluyorlar. Oysa şunu bilsinler, Kürtlere zulüm edenlere, Kürtleri yok sayanlara, hakaret edenlere, her gün dava açanlara, seçme ve seçilme hakkını tanımayanlara, iradesini, seçilmiş milletvekillerini, belediye başkanlarını cezaevine koyanlara, şuradan bunu hatırlamak isteriz; sizin Kürtlerden oy istemeye ne hakkınız ne de haddiniz var. Evet, Kürt halkının temsilcilerini, belediye başkanlarını, kayyımla zorla gasp edeceksin, görevlerine son vereceksin, temsilcilerini cezaevine göndereceksin, Kürde ne seçme ne de seçilme hakkını tanımayacaksın, milletvekillerini cezaevinde tutacaksın, bu ülkede Cumhurbaşkanı adayı olarak halkın önünde çıkan Selahattin Demirtaş’a hüküm vereceksin, son seçimlerde bu ülkede yüzde 10’un üzerinde bir partiye kapatma davası açacaksın, eş başkanlarına her gün meydanlarda hakaret edeceksin, ondan sonra da Diyarbakırlıların gözlerinin içine bakarak, bana oy ver diyeceksin, hadi oradan, hadi oradan.

“İktidar ve ortağına vereceğimiz en güzel cevap elbette seçim sandıklarında olacaktır”

Kürtlerin sizin bu yalanlarınıza, dolanlarınıza karnı tok. Kürtler hiçbir zaman hiçbir süreçte bu tür yalanların arkasına kapılmadı. Kürtler her zaman kendi iradesine sahip çıktı. Bu dönemde aynı geçmişte olduğu gibi bir kez daha önümüzde sandık konulursa, biz sandıkta Kürtlerin de demokrasi güçlerinin de Türkiye halklarının da tercihlerini biliyoruz. Şimdi bizi öcü gibi, sanki bu ülkede yüzde 10’nun üzerinde oy almamış bir parti gibi kriminalize etmeye çalışan iktidar ve ortağına vereceğimiz en güzel cevap elbette seçim sandıklarında olacaktır.

“Şunu herkes iyi bilsin, çözüm sürecini bitiren HDP değildi”

Diyarbakır’da çözüm süreci başta olmak üzere, bu ülkede HDP’nin katkı sunduğu, içinde olduğu, bütün kıymetli süreçlerden onur ve gurur duyuyoruz. Ama şunu herkes iyi bilsin, çözüm sürecini bitiren HDP değildi, HDP olmadı, HDP olmamıştır. Dolmabahçe Mutabakatı’ndan hemen sonra ‘Ben tanımıyorum’, ‘Ben bu süreci başlatmadım’ diyerek, 7 Haziran ve 1 Kasım tarihleri arasında bu ülkede zulüm ve baskı uygulayan, herkesi tutuklatan, bu ülkenin iradesine saygısızlık yapan, Kürtlerin iradesine saygısızlık yapan bir iktidardan, Cumhurbaşkanı’ndan beklenen ancak budur. O sürecin içerisinde olan biri olarak, çözüm sürecinde, 3 yıllık süreçte, o kıymetli süreçte, eğer bu ülkeye cenazeler gelmediyse, anneler ağlamadıysa, burada en büyük pay bu sürecin aktörlerindedir. En büyüğü de HDP’dedir. Bu sürecin içerisinde olanlardadır.

“Biz bu sürecin içinde olduğumuzdan dolayı asla pişmanlık duymuyoruz”

Sadece süreci bitirmekle kalmadılar. Sadece buzdolabına kaldırmadılar. Bu süreci toprağın altına gömdüler. Öyle bir yaptılar ki o süreçte bizler görev aldık diye bizleri yargılamaya kalktılar. Kendileri sarayda otururken, o dönem bu çalışma yürütenlere davalar açtılar, yargılamalar başlattılar. Bu da yetmedi Sayın Öcalan’a tecridi getirdiler. İmralı Cezaevi’nden sesinin bile çıkmasını önlemeye çalıştılar. Çözüm süreci bu ülkenin en kıymetli süreciydi, bu süreçte yaptıklarımızı, bundan sonra da önümüze gelirse, yine yaparız. Onlar pişman olabilirler, biz bu sürecin içinde olduğumuzdan dolayı asla pişmanlık duymuyoruz.

“Hiç kimse Kürtlerin, Kürt halkının oylarını cebinde kesin olarak görmesin, çantada keklik olarak görmesin”

Bizler AK Parti hükümetinin de küçük ortağının da işçinin, emekçinin, kadının, gençlerin geleceğini nasıl karattığını iyi biliyoruz. Bir dahaki seçimde elbette görev ve sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Ancak sadece bir taraf için söylemiyorum, diğer taraf da diğer taraf derken, elbette Millet İttifakı’nı kastediyorum. Bu ülkede kim iktidar olmak istiyorsa, ülkenin en büyük sorunu olan Kürt sorununu çözmek zorundadır. Bu sorun çözülmeden bu ülkeye demokrasi gelmeyecektir. Hiç kimse Kürtlerin, Kürt halkının oylarını cebinde kesin olarak görmesin, çantada keklik olarak görmesin. Kürtler kimseye mecbur değildir, kimseye mahkum değildir. Biz kimseye mecbur değiliz, mahkum da değiliz. Bu ülkede eğer demokrasinin gelişmesini, özgürlüklerin, adaletin, hakkın, hukukun gelişmesini istiyorsanız, o zaman HDP’yi ve Kürtleri esas almak zorundasınız. Öyle kolay bir lokma olarak görmeyin. Geçmişte özellikle son seçimlerde, İstanbul seçimlerinde Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Antalya seçimlerinde desteklediğimiz demokratik güç birlikleri elbette önemliydi. Ancak bundan sonraki süreçlerde hiç kimse bizden aynı tavrı beklemesin, aynı tavrı göstermeyeceğimizi de herkes bilmelidir.

“Sevgili Selahattin Demirtaş’ın dediği gibi, o gemiyi limana mutlaka ama mutlaka ulaştıracağız”

Yolumuz uzun, bu uzun yolda, kat edeceğimiz yolda zorluklar olabilir. Ama biz bütün bu zorlukların ve sıkıntıların üstesinden gelebilecek güce sahibiz. Sevgili kadınlar, gençler Antepliler, çok çalışacağız, bu yolu hep birlikte aşacağız. Sevgili Selahattin Demirtaş’ın dediği gibi, o gemiyi limana mutlaka ama mutlaka ulaştıracağız.”

Tıklayın: HDP dağıtılan silahlar araştırılsın dedi, AKP-MHP şaşırtmadı

Tıklayın: Türk Telekom’dan HDP’ye sansür

Tıklayın: HDP, ’emekliye bayram ikramiyesi 2 bin TL olsun’ dedi, kanun teklifi verdi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir