Manşet - YanMedyaSon 24 SaatTüm Haberler

MFRR’den ‘Yurt dışından fon’ açıklaması: Kabul edilemez’

Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) partnerleri ve gazetecilik örgütleri yaptıkları açıklamada yetkililerin ‘yabancı fonlu’ haber mecralarına dair yasal düzenleme yapılmasına ilişkin söylemlerinin Türkiye’de özgür medyayı daha da boğmak için atılan bir adım olduğunu belirtti.

TIKLAYIN: RTÜK’ten fon alan medya kuruluşlarına: Milli güvenlik sorunu yaratabilirler

Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR) partnerleri ve gazetecilik örgütleri, son günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet yetkililerinin ‘yalan haber’ ve ‘yabancı fonlu’ haber mecralarına dair yasal düzenleme yapılmasına ilişkin söylemleriyle ilgili bir açıklama yaptı.

Eleştirel haber yapan kurumların hedef gösterilmesi kınanarak “Yetkililerin birçok eleştirel ve bağımsız medya kurumunu yurtdışından fon aldıkları gerekçesiyle hedef göstermesi, Türkiye’de özgür medyayı daha da boğmak ve haber içeriğini kontrol altına almak adına atılan açık bir adımdır” denildi.

TIKLAYIN: Altun, yurtdışından fon desteği alan medya kuruluşlarını hedefe koydu

Açıklamada “Türkiye’deki yasama merciilerini, yeni yapılacak herhangi bir düzenlemenin Türkiye’nin ulusal ve uluslararası hukuk standartlarına uygun, ifade hürriyeti ve medyada çoğulculuğu gözetmesine özen göstermeye davet ediyoruz” çağrısı yapıldı.

Neler yaşandı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 Temmuz’da verdiği bir röportajında geleneksel ve sosyal medya mecralarında yalan haber yayınlamaya karşı cezai yaptırımlar içeren bir kanun olup olmadığına dair bir soru sorulduğunda, meclisin Ekim ayında açılmasıyla ilk iş, geçtiğimiz yıl kanunlaşan Sosyal Medya Yasası’nın üzerinden ilerlenerek bu konuda da bir çalışma yapılacağını belirtmişti.

Erdoğan, yalan haberi Türkiye’de demokrasiye karşı bir tehdit olarak gördüğünü, terörizmle eş düzeyde olduğunu ifade ederek muhalefet partilerini bu ifadelerde hedef almıştı.

Aynı gün Cumhurbaşkanlığına bağlı İletişim Başkanlığı, meclisin aynı zamanda “yurttaşların doğru habere ulaşabilmesini güvence altına almak için” yabancı fon kuruluşlarından destek alan yerel medya kuruluşlarına karşı bir yasa hazırlayacağını açıkladı.

Medyascope hedef gösterildi

Bu açıklamaların, sosyal medyada ABD’nin Chrest Vakfı’ndan fon alan Medyascope gibi bağımsız kuruluşları hedef alan bir kampanyayla devam ettiği belirtilen metinde “Medyascope 2016 yılında ilerici ve eleştirel haberciliği nedeniyle Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) Bağımsız Medya Öncüsü Ödülü’ne layık görülmüştü” denildi.

Açıklamada “Bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde Türkiye’de hükümetin medya özgürlüğü ve çoğulculuğunu daha da zora sokacak yeni yasal düzenlemeler yapmaya hazırlandığını göstermektedir” ifadeleri kullanıldı.

Yeni sansür mekanizması

“Yalan haberle” mücadele ile ilgili olarak, “hakikatin” denetlenmesine yönelik getirilecek herhangi bir yasal düzenlemenin kamu görevlilerine neyin doğru ve gerçek olduğuna karar verme yetkisi atayıp bu yetkililerin beğenmedikleri sesleri susturma hakkı tanınmasına, ve pratikte hükümet kaynaklı yeni bir sansür mekanizmasının yaratılmasına yol açacağı belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi:

Bu öngörü, özellikle de Türkiye’nin ifade hürriyetinde ve yetkililerin meşru çerçeve sınırlarında eleştirilmesine toleransındaki zayıf performansı ışığında son derece kaygı uyandırıcıdır. Kitlesel dezenformasyon ve propagandanın ciddi bir kaygı unsuru olduğuna katılmakla birlikte; buna karşı atılacak tüm adımların 2017 tarihli İfade Hürriyeti ve “Yalan Haber”, Dezenformasyon ve Propaganda ortak açıklamasında belirtildiği gibi uluslararası ifade hürriyeti hukuku ve ölçülerinde olmak zorunda olduğunun bir kez daha altını çizmek istiyoruz.

‘Baskıyı artırmak istiyorlar’

Açıklamada “Dahası, hükümete dair eleştirel içeriğe sahip yerel medyaya sağlanan yerel fonların eksikliği, kamu reklam ve ilan harcamalarının orantısız bir biçimde dağıtılması, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Basın İlan Kurumu (BİK) gibi medya düzenleyicilerin verdikleri keyfi ceza ve reklam yasakları şeklinde kendini gösteren hükümet baskısı yoğunlaştıkça Türkiye’de faaliyet gösteren bağımsız medya kuruluşları için (yabancı) fon kaynakları önemli bir gelir kalemi haline gelmiştir” denildi ve şöyle devam etti:

Uluslararası vakıflardan alınacak fonları kısıtlamak ya da bu fonları alanları yabancı ülkelerin propagandasını yapmakla suçlamak adına atılan tüm adımların açıkça bağımsız medyayı düşmanlaştırmak için atıldığı barizdir ve halen zorlu şartlarda faaliyet gösteren birkaç bağımsız medya kuruluşu üzerindeki baskıyı daha da artırmaya yöneliktir. Şu an Türkiye’de faaliyet gösteren medya kuruluşlarının yüzde 90’ından fazlası doğrudan ya da dolaylı biçimde iktidar ya da hükümetteki AKP tarafından kontrol edilmektedir.

İmzacı kuruluşlar

  • ARTICLE 19
  • Articolo21
  • Association of European Journalists (AEJ)
  • Gazeteciler Cemiyeti, Ankara
  • DİSK Basın-İş
  • Committee to Protect Journalists (CPJ)
  • Danish PEN
  • English PEN
  • European Centre for Press and Media Freedom (ECPMF)
  • Free Press Unlimited (FPU)
  • IFEX
  • IFoX Initiative for Freedom of Expression – Turkey
  • IPS Communication Foundation
  • International Press Institute (IPI)
  • Journalists’ Union of Turkey (TGS)
  • Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA)
  • Medya Araştırmaları Derneği (MEDAR)
  • OBC Transeuropa (OBCT)
  • PEN International
  • PEN Netherlands
  • PEN Vlaanderen
  • South East Europe Media Organisation (SEEMO)
  • Swedish PEN

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir