Manşet - YanPolitikaSon 24 SaatTüm Haberler

Erdoğan: Çözüm sürecini biz sonlandırmadık

3 yıl sonra Diyarbakır’a giden Erdoğan, Dolmabahçe Mutabakatı için “Doğru bulmuyorum”, çözüm süreci için de “Buzdolabına kaldırdık” dedi. Erdoğan’ın, “Çözüm sürecini sonlandıran biz olmadık” sözleri dikkat çekti.

Diyarbakır’da yapımı tamamlanan projelerin açılış programında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçmişte uzunca bir dönem adı zulümle, işkenceyle, insanlık dışı muameleyle anılan Diyarbakır Cezaevi’ni yakında boşaltıyor, kültür merkezi olarak hizmete sunuyoruz” dedi.

“Çözüm sürecini biz başlattık ama biz sonlandırmadık” ifadelerini kullanan Erdoğan, HDP’yi başkalarını ölüme göndermekle de suçladı. Erdoğan, “Sizler başkalarının evlatlarını dağa, ölüme gönderenlerin kendi evlatlarını yurt dışında nasıl ihtimamla büyüttüklerini yaşattıklarını da gayet iyi biliyorsunuz” diye konuştu.

Ret, inkar, asimilasyon politikalarını ortadan kaldırdıklarını savunan Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Sizler Kurşunlu Camii’nin tahrip edenleri de ona sahip çıkanları da gayet iyi biliyorsunuz. Sizler buraya gelmeden önce ziyaret ettiğimiz Diyarbakır Anneleri’nin yüreklerini kimlerin yaktığını da gayet iyi biliyorsunuz. Sizler başkalarının evlatlarını dağa, ölüme gönderenlerin kendi evlatlarını yurt dışında nasıl ihtimamla büyüttüklerini yaşattıklarını da gayet iyi biliyorsunuz.”

‘İnkar, asimilasyon politikalarını ortadan kaldırdık’

“AK Parti’yi kurduğumuzda buraya geldik, ‘İktidara gelirsek bizden ne istiyorsunuz’ diye sordum. Bize verilen cevap ‘OHAL’i kaldır’ oldu. Söz verdik, sözümüzü yerine getirdik. Biz ret, inkar, asimilasyon politikalarını ortadan kaldırıp, asırlık meselelerin çözümüne yöneldik.

Terörden besleyenler, sırtını size değil de PKK’ya terör örgütüne dayayanlar ne yaptı?

Utanmadan, yüzü kızarmadan, bozuk plak gibi sürekli barış, demokrasi, kardeşlik diyenlerin maskelerini hep beraber indirmeye var mıyız?

Bunların eş başkanı çıkmış, ‘AKP kadınların başına gelmiş en büyük felakettir’ demiş. Asıl KCK, PKK, PYD’siyle benim Kürt kardeşlerimin kanını, iliğini sömüren bu halkın başına gelmiş en büyük musibettir. Son 40 yılda öldürdükleri, dağa çıkardıkları, hayatını kararttıkları 50 bin Kürt kardeşimin kanına giren bunlar değil mi?”

‘Bunlar demokrasi düşmanıdır’

“Kurdukları partilerde demokrasi kelimesini hiç eksik etmediler. Hangi demokraside seçilmiş milletvekilleri, belediye başkanları, teşkilat yöneticileri örgüt üyelerine hesap verir? Hangi demokraside altyapı, üstyapı hizmetleri için merkezin verdiği araçlar hendek, çukur kazmak için kullanılır. Bunlar demokrasi istismarcısı, demokrasi düşmanıdır.

Hangi demokraside devletin yatırım için gönderdiği ödenekler yollara mayın için kullanılır. Gezi olaylarını, 17-25 Aralık Emniyet-Yargı darbe girişimini hatırlayın. Ülkeyi istikrarsızlık batağına sürmek için oynanan oyunları, 15 Temmuz darbe girişimini, ekonomik tuzakları hatırlayın. Biz bu mücadeleyi sizlerle yürüttük, sizlerle zafere ulaştırdık.”

‘Diyarbakır Cezaevi’ni kültür merkezi olarak hizmete sunuyoruz’

“Diyarbakır Cezaevi’ni boşaltıyor ve kültür merkezi olarak sizlerin hizmetine sunuyoruz. Diyarbakır’ın hafızasındaki bir kötü anıyı ortadan kaldırmış oluyoruz. Şehrimize hayırlı olsun.

‘Samimiyetle başlattığımız bir süreci provoke ettiler’

“Bu istismarcılar sürekli Kobani diyorlar ya. Oraya gidin bakalım Kürt kardeşlerimize neler çektiriyorlar. Çocukları silah altına alıyorlar, 13 yaşındaki Kürt kızlarımızı dağa kaçıranlar bunlar değil mi? Bunlar hangi namustan bahsediyorlar? Bunlarda ne edep ne namus var. Bunlar kirli. Her türlü riski göze alarak başlattığımız çözüm sürecini sizler biliyorsunuz. Yeter ki anneler ağlamasın, akan kan dursun, her meşrepten her inançtan insan kardeş olsun dedik. Samimiyetle başlattığımız bir süreci provoke ettiler. Zehirledir. Bu tuzağa düşmediğiniz için her birinize saygılarımı sunuyorum.

Bunlar, unutmayın Kürt düşmanı. Çünkü bunlar insanlık düşmanı. Bunlar coğrafyamızın, medeniyetin düşmanı. Bunların olduğu yerde vicdan, örf kalmaz. Bunlar 1940’lı yıllardaki tak parti yönetimindeki CHP zihniyetinin günümüzdeki versiyonudur. Şimdi CHP, HDP, İYİ Parti beraber yürüyorlar mı? Al birini vur ötekine. Bunların birbirinden hiç farkı yok. HDP’nin İstanbul ve diğer şehirlerde CHP’ye verdiği destek bu ideolojik akrabalıktır.”

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yaklaşık 3 yılın ardından geldiği Diyarbakır’da Kürt sorunu ve 2013-2015 yılları arasında “çözüm” olarak adlandırılan sürece ilişkin söylem değiştirdi. Erdoğan, “Samimiyetle başlattığımız bir süreci provoke ettiler. Evet, çözüm sürecini biz başlattık ama sonlandıran biz olmadık. Bunların gizli gündemleri, art niyetleri sonlandırdı” iddiasında bulundu. Ancak Erdoğan’ın geçmiş dönemlerde yaptığı açıklamalar bunun tam tersini gösteriyor.

Bugüne kadar Kürt sorununda birçok kez sözlerini değiştiren Erdoğan’ın “çözüm” olarak adlandırılan sürece ilişkin yaptığı bazı açıklamalar şöyle:

15 Mart 2015: Şimdi bakıyorsun, Kürt sorunu. Kardeşim ne Kürt sorunu ya. Artık böyle bir şey yok.

20 Mart 2015: Böyle bir şeyden benim haberim yok (PKK Lideri Abdullah Öcalan tarafından kaleme alınan ve İmralı Heyeti ile hükümet yetkililerin ortaklaşarak 28 Şubat 2015 tarihinde açıkladığı Dolmabahçe Mutabakatı). Bu olaya da ben olumlu bakmıyorum.

11 Ağustos 2015: Biz çözüm sürecini terörü şımartma süreci olarak düşünmedik. Çözüm süreci şuanda buzdolabındadır.

8 Ekim 2015: Ben çözüm süreci kaldırılmıştır demedim, şu aşamada buzdolabına konulmuştur dedim. İşler yoluna giderse, süreç yeniden gündeme gelir.

16 Nisan 2016: Geldiğimiz nokta ortada. Çok kayıplar verdik. Önce demokratik açılım dedik, milli birlik kardeşlik ve çözüm süreci dedik olmadı. Hepsi bir yana, çözüm sürecini de buzdolabına koyduk. Şimdi operasyonlar dönemi. Bu dönemde bu iş bitecek. 

29 Mayıs 2016: Bu ülkede Kürt sorunu yok, terör sorunu var.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir