Manşet - YanSon 24 Saat

Emek Gençliği Denizleri andı

Emek Gençliği, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam edilişinin 49. yıl dönümünde “Denizleri anıyoruz” şiarıyla sosyal medya üzerinden 6 Mayıs anması gerçekleştirdi. Youtube üzerinden hazırladıkları program Emek Gençliğinin sosyal medya hesaplarından eş zamanlı olarak yayımlandı.

Denizlerin mücadele arkadaşları Aydın Çubukçu ve Mustafa Yalçıner’in ve Emek Gençliği MYK Üyesi Hazan İlik’in konuşmacı olarak katıldığı anmada çok sayıda sanatçı ise türkülerle, şiirlerle Denizleri andı, dayanışma mesajlarını iletti.

Metin-Kemal Kahraman, Erdal Erzincan-Mercan Erzincan, Erdal Güney, Ozan Çoban, Haluk Tolga İlhan söyledikleri türkülerle anmaya katıldılar. Orhan Alkaya, Onat Kutlar’ın Üç fidan şiirini seslendirirken,  Gülsüm Cengiz ise Denizler için yazdığı şiiri okudu.

Aydın Çubukçu: Öğrenci hareketi antiemperyalist bir özellik almıştır.

Aydın Çubukçu, öğrenci hareketinin önce üniversite sorunlarıyla ilgili olduğunu aktararak, “Kısa sürede öğrenci hareketi antiemperyalist bir özellik almıştır. Burada Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının payı önemlidir. 6 Filo’nun İstanbul’a gelmesiyle öğrenci hareketi, mücadelelerini bu yöne çekti. 6. Filo’nun Dolmabahçe’de denize atılmaları önemli bir olaydır. Öğrenci hareketinin üniversite sorunların dışına çıkıp antiemperyalist Antiamerikancı kitleselleşen bir hal almasının başlangıcıdır. Öğrenci hareketi ile işçi ve köylü hareketi birleşme eğilimi göstermeye başlamıştı. Bunun temelinde özel olarak antiemperyalizm bulunuyordu. Öğrenci hareketi aynı zamanda büyük kentlerde işçi hareketiyle de birleşmeye başlamıştı, bu son derece önemli bir şeydi” diye konuştu.

Bu günlerde salgının kapitalizmin tahrip ettiği, çelişkileri nasıl açığa çıkardığının görüldüğünü vurgulayan Çubukçu; “Şimdi pandemi kapitalizmin zayıflıklarını, eksikliklerini gösteriyor. Kısaca söylemek gerekirse 50 yıl sonra biz Denizleri bir mücadele bayrağı olarak anıyorsak sebebi hâlâ mücadele etmek zorunda oluşumuzdur. Onları yaşatan mücadelenin varlığıdır. Onların adını hâlâ mücadele bayraklarımızda taşıyorsak bayraklarımızın hâlâ havada olmasındandır” diye konuştu.

‘Deniz’in dönemiyle bu dönem az da olsa benzerlik taşıyor’

Deniz Gezmiş’in halkın değerli bir evladı olduğunu söyleyen Mustafa Yalçıner, “Deniz’in dönemiyle bu dönem az da olsa benzerlik taşıyor. Koşullar giderek benzese de yine farklı ama ortak özelliklerden kuşkusuz söz edilebilir. Deniz halkın taleplerini en ileriden savundu ama sadece halkın taleplerini savunmakla kalmadı. Halkın taleplerinin kazanılması için, onun bağımsız siyasetini yapmaya yöneldi. Sermayeden bağımsız siyaset yapmaya yöneldi. Kendi bağımsız örgütünü kurdu, sermayeden bağımsız bir örgüt. Tam da bugün yapılması gereken gibi. O günden bugüne çok sular aktı ama bu talepler değişmedi. İktidar mücadelesinin gerekliliği de değişmedi. Bu mücadelenin kimlerle birlikte verileceği de değişmedi. Denizlerin yolundan yürümek gerekir. Halkın baskıdan, sömürüden kurtulması için işçilerin sömürüden kurtulması için kendi bağımsız çıkarlarını, kendi bağımsız politikalarını izlemesi gerekir. Deniz’in yolundan yürüyelim. Deniz’in yolu sosyalizm yoludur, halkın kurtuluşunun yoludur. Denizler gibi olalım” dedi.

‘Bu memleketin deresini, ormanlarını, dağlarını ne Cengiz’e bırakacağız’

Emek Gençliği MYK Üyesi Hazan İlik, Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in bundan tam 49 yıl önce idam edildiğini belirterek “Onların emperyalizme ve iş birlikçilerine karşı verdikleri mücadele, 49 yıl önceki kadar güncel” dedi, İlik; “Pandemi sosyal adaletsizliği daha da derinleştirirken, yalnızca vaka sayıları değil, kadın cinayetleri, işçi intiharları ve yoksulluk da pik yapıyor. Kapitalist-emperyalist sistem ve onun siyasal sözcüleri bize güvencesiz yaşam koşulları, işsizlik, gelecek kaygısı, depresyon ve intihardan başka bir şey vadetmiyor. Bu memleketin deresini, ormanlarını, dağlarını ne Cengiz’e ne de coğrafyamız dışındaki yağmacılara bırakacağız. Tarihini koruyacağız, meydanlarından zafer şarkılarıyla geçerken yitirdiklerimizin kulaklarını çınlatacağız” ifadelerini kullandı.

Sanatçıların mesajları:

Sanatçılar da kısa kısa videolarla Deniz, Yusuf ve Hüseyin’i andılar.

Sanatçı Nur Sürer: Kendilerini feda edebilecek bir davanın en önünde yürüyeyerek, haksızlığa zulme karşı, isyanın kutsal bir hak olduğunu, gelecek kuşaklara ve Türkiye halklarına göstermiştir. Deniz, Yusuf ve Hüseyin ölümsüzdür.

Yazar, Gazeteci Adnan Özyalçıner: Barışın kardeşliğin egemen olacağı savaşsız sömürüsüz bir dünya yaratılmasındaki mücadelenin meşalesi açlığa yoksulluğa zorbalığa yağmaya karşı süren sürdürülen bir kavganın inancımız Denizlerden bize yansıyan bu kavgada emeğin gücüne güvenmektir. Yolumuz gençliğin umudu, geleceğin aydınlığıdır Sennur Sezer sabah türküsü şiirinde bakın ne diyor.  ‘Bunca emek, çekilen çektirilmekte olan bütün bu acılar ne içindir? Elbette uygarlığın yükselmesi emekçinin de ürettiklerini hakkı olan payı alacağı eşitlikçi, özgür insanca yaşanacak bir dünyanın kurulması içindir.

Sanatçı Deniz Türkali: Geçmişimizi unutmamak çok önemli. İyi günler, güzel günler için yaşamlarını kaybedenleri… 6 Mayıs çok acılı bir gün, hepimiz için. Geçmişin kahramanlıklarını, kahramanları fazla yüceltmeden, ders alarak, öğrenerek, kalbimizde hiç çıkarmadan hatırlamak gerek. Selam olsun iyi günler için savaşanlara, savaşmış olanlara.

Kıvanç Sezer: Deniz, Hüseyin ve Yusuf; eşitlik, adalet, özgürlük mücadelesinin simge isimleridir. 6 Mayıs tarihi bu yüzden çok önemli. Bu mücadelenin sürdürülmesine bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.

Mehmet Ali Alabora: Geleceği kurmak isteyenler, geleceği farklı yapmak isteyenler yaşamaya devam ederler. Dünyayı bugün olduğu gibi muhafaza etmeye çalışanlar, değiştirmek istemeyenler ya tarih çöplüğünde yok olurlar ya da o çöplükten isimleriyle anılırlar.  Deniz, Yusuf ve Hüseyin yaşamaya devam ediyor.

Füsun Demirel: İdam edildikleri gün henüz 13 yaşındaydım anı defterine o gün yazdığım not şuydu; ‘Başın sağ olsun Kiti. Astılar onları, yoklar artık, öldüler. Sabahtan beri perişanım. Öcümüzü alacağız bu yüreğimde bir yara açtı. Elbet ben de, biz devrimciler de öcümüzü alacağız.”

Gülsen Tuncer: Onlar hukuk dışı, canice ve en ilkel ceza idamla haince yaşamdan koparıldılar. Ve bu cezayı onaylayanlar tarihte yerlerini aldı; unutuldu, unutulacak sanılmasın. Dün olduğu gibi bugün ülke savunmasında ellerinde bağımsızlık ve özgürlük bayrağı en önde yürüyorlar. Bakın, göğüslerine taktıkları kırmızı karanfil hiç solmadı, taptaze.

Haluk Tolga İlhan: Her 6 Mayıs’ta içimizi bir hüzün kaplıyor. Deniz Gezmiş ve mücadele arkadaşlarının katledilmelerinin üzerinden yaklaşık 50 yıl geçti. Deniz, Yusuf, Hüseyin’i anmak demek devrim mücadelesinde mücadele etmek demektir.

Ahmet Telli: Denizler ne bir ikondir ne bir efsanedir. Onları her 6 Mayıs’ta anmamızın nedeni bizlere bıraktıkları direnme kültürüdür.  İdam sehpasında söyledikleri sözleri bildiğimiz içindir. Onları yüreklerinde hissedenlere bin selam olsun.R

Orçun Süner: Deniz, Yusuf ve Hüseyin herkese özgürlük ve eşitlik istediler diye idam edildiler. 6 Mayıs bir daha yaşanmasın istiyoruz. Bundan sonra güzellikler, umut olsun. Üç büyük devrimciyi saygıyla anıyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir