ÇevreManşet - YanSon 24 SaatTüm HaberlerYaşam

AKP’li Yazıcı’nın İkizdere yalanı ÇED raporunda ortaya çıktı!

AKP Genel Başkan Yrd. Hayati Yazıcı’nın, İkizdere’de açılacak taş ocağıyla ilgili “Böyle taş yalnız İkizdere’deki bu vadide var” sözü yalan çıktı. ÇED raporuna göre bölgeden numune dahi alınmamış.

Rize’nin İkizdere ilçesi İşkencedere Vadisi’nde AKP’nin yandaş firması Cengiz İnşaat’ın yapmak istediği taş ocağıyla ilgili AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, “Burada çok özel bir taş olduğu kanısına varıldı. Bu teknik bir konudur. Mühendisler araştırdı. Kullanılacak malzemenin nitelikli bazalt olduğu ve deniz suyuna dayanıklı olacağı ve ağır olacağı bildirilmiş. Böyle taş yalnız İkizdere’deki bu vadide var” demişti.

Evrensel Gazetesi’nden Eylem Nazlıer’in haberine göre, ÇED raporunu inceleyen Jeofizik Mühendisi, Deprem Bilimi Doktoru Dr. Savaş Karabulut, tutanağa “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün ilgili ocak sahası için araştırmaya gelen mühendisler tarafından ‘Numune alınmasına ihtiyaç duyulmamıştır’ cümlesinin yazıldığını, ayrıca ÇED raporunu hazırlayan firmanın bu tutanağı rapora eklediğine dikkat çekti. 

Karabulut, “Yazıcı’ya bu açıklamayı hangi kurumun verdiği sorusu, aydınlatılmaya mahkumdur” dedi.

‘ÇED raporunda numune alınmasına ihtiyaç duyulmamıştır’

“Kontrollü gözlem ve deneye yani bilimsel metodolojiye dayanarak İkizdere’deki bazalt türü için özel denmiyor! İş başka. Daha az maliyetle, daha çok kazanç” diyen Karabulut, “Bu projenin ÇED raporu Nota Çevre Proje Danışmanlık Müh. İnşaat. San. ve Tic. Ltd. Şti tarafından ağustos-2020’de hazırlanmıştır. Hazırlanan rapor incelendiğinde ise AKP Genel Başkan Yardımcısı Yazıcı’nın ifade ettiği gibi “Burada çok özel bir taş olduğu kanısına varıldı. Bu teknik bir konudur. Mühendisler araştırdı. Kullanılacak malzemenin nitelikli bazalt olduğu ve deniz suyuna dayanıklı olacağı ve ağır olacağı bildirilmiş. Böyle taş yalnız İkizdere’deki bu vadide var” sözü ise kamu yararı adına bilimsel bir açıklama yapmayı gerektirmektedir. Nedeni ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün ilgili ocak sahası için araştırma yapmaya gelen mühendisler “Numune alınmasına ihtiyaç duyulmamıştır” cümlesini tutanağa yazıp, ÇED raporunu hazırlayan firma tarafından raporun EK-16 bölümünde bu tutanağı sunmuş olması” dedi.

Savaş Karabulut
Dr. Şavaş Karabulut’

‘Bizim mühendisler araştırdı sözü doğru değildir’

Karabulut, “Bölge halkının mevcut projenin yaratacağı ekolojik yıkım nedeniyle yaptığı itirazlara karşın kamu adına açıklama yapan eski bir bakanın hemşehrilerini bilgilendirmek için “Bizim mühendisler araştırdı” sözü; bu nedenle doğru değildir. 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 2. ve 14. maddeleri uyarınca ilgili Cevizlik Bazalt ocağı sahasına gelen (Ve imzası olmadığı için gelmeyen Harita Mühendisi ve Teknikeri) mühendisler (bir maden mühendisi ve bir jeoloji mühendisi), numune bile almaya gerek duymadan; “Sözde sadece İkizdere’de olan ve deniz suyuna dayanıklı, ağır olan özel bir taş numunesi alınmadan” bunun teknik bir konu olduğunu ileri süren Yazıcı’nın bu açıklamayı hangi kurumun verdiği bilgiye atfen ifade ettiği sorusu, aydınlatılmaya mahkumdur” diye konuştu.

‘Cengiz Holding maksimum kâr, minumum maliyet istiyor’

Cengiz Holdingin özellikle  bu bölgedeki bazaltı kullanmak istemesi tamamen kârı maksimumda tutma çabasından veya tersine en az maliyetle çalışmak istemesinden kaynaklandığını söyleyen Karabulut, “İhaleyi alan firmaların; 30 kilometreden uzak alanlardan getirecekleri bazaltın lojistik maliyeti, yerleşim alanından uzak düzlük alanlardaki bazaltı kullanmak istediğinde ise dere yataklarında açıkta mostra veren ve örtü kayacı çok daha az olan bazaltı çıkarmanın; hem işçilik, hem zaman ve hem de daha büyük kâr elde edeceği düşüncesidir” diye konuştu.

‘Rapor sıkıntılarla dolu’

ÇED raporunda birçok sıkıntı bulunduğuna dikkat çeken Karabulut, “ÇED raporunda patlatma ile alınması planlanan malzemenin Anfo türü patlayıcılarla 25 sn mi yoksa 30 sn aralıkla mı yapılacağı konusu netliğe kavuşturulmadan, deprem risk analizi yapılmadan son deprem yönetmeliğine atıf verilip rapor içinde “Düşük deprem risk olarak yazılıp” aynı raporun EK-13 bölümünde ise “Proje alanı yüksek riskli deprem bölgesindedir” olarak ifade edilmesi ise ayrıca değerlendirilmesi gereken hususlardır.  Bunun dışında bazaltın genel olarak yan kayacı olan kireçtaşlarının hem doğal hem de yapılacak patlatmalar sonrası yer altı suyunun kirlenmesi ve özellikle yüzeye yakın bazalt kayaçlarında yamaç yenilmesi (heyelan) yaşanması problemleri gibi riskler ÇED raporunda analiz edilmeden, yoğun ve ani yağmurun yaratacağı riskler hesaplanmadan, uygulanan bu proje ne yazık ki; bölge halkına ekolojik yıkım, ve yeni problemler getirecektir. Hazırlanan ÇED raporunda bir jeofizik ölçüm bile yapılmamış ve özel olarak isimlendirilen bu kayaca ait yoğunluk dışında hiçbir özellik tanımlanmamıştır” dedi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir